Cimok’un yapıtlarında teknik duyarlılık, evrensel ölçüt ve kurallar ağır basar. “Malzemeye dayalı”
kendine özgü yöntemler kullanarak özel bir teknik geliştiren sanatçı eserlerinde empresyonist renk
ışık anlayışı ile klasik bir çizim ustalığı birleştirmiştir.
Resme olduğu kadar çizime, kompozisyona, ton ve renklere biçimlerin sağlamlığına ve kalıcılığına
özen göstermiştir. Kırmızılar ve sarılar içinde patlayan renkler resmin genel özelliklerini oluşturur.
Desenin resmin gerçek temeli olduğunun savunan sanatçının resimlerinde altyapı, resminin değerini
önemli kılan en belirgin özelliklerden biridir. Kompozisyonlarında resmettiği tarihi eser ve yapıtlarını
yaşamdan soyutlayarak yorumlamanın olanağı olmadığına inanan sanatçı, bu mekanları insan-mekan
ilişkisi içerisinde tuvaline aktarır. Ona göre aksi takdirde hayatın içinden yaşayan resimler olmaz,
resim kuru ve durağanlıktan öteye gidemez.