GÜVEN HASTAHANESİ 45.YIL ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA

HÜLYA KOLOĞLU KÜRATÖRLÜĞÜNDE HARUN ANTAKYALI’NIN İNOVASYON TEMALI SERGİSİ

Krişna Sanat Merkezi, Güven Hastahanesi ile birlikte bir sosyal sorumluluk projesi yapıyor…
Serginin geliri Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı’na, çok fakir ve ihtiyaç halindeki çocuklara gidecek…


Harun Antakyalı kendini tanımlarken ‘Ben kent insanıyım’ diyor, işlerinde ana tema hep metropol ve sokaklar, o sokakları resmetmiyor, sokakları iç mekanlara taşıyor. Kentten ve kent insanının günlük koşuşturmalarından besleniyor, sokağı ve sokağın jargonunu çok iyi biliyor ve işlerine yansıtıyor. Yanından geçip de fark edilmeyen görüntü bombardımanından seçkiler sunuyor. Kentin olmazsa olmazlarından bir materyali Beton’u sahipleniyor. Son dönem çalışmaları öğrencilik yıllarından ipuçları verdiği bir çok öge ile 30 yıllık sürecin sonuç aşamasında sanatsal bir düşüncenin evrensel boyutuna yeni bulgular ekleyip yolculuğunu sürdürüyor Sanatı sokağa çıkaran ve tekrar salonlara sokan bir isim.
…ve ekliyor;
sokağı biliyorum, dünyanın tüm metropollerinin sokaklarında kendime yaşam alanı yaratabilirim. Kendime alan yarattığım her yerde bedenimin olması gerekmiyor. Görmezden geldiğiniz her şeyi sizlere fark ettirerek her yerde olabilirim. Büyük kentlerin duvarlarındaki küçük detaylarında kendimi saklayabilirim, tüm kenti kapsayabilirim. İzleyicinin işlerim ile tanışması sonrası algıda seçiciliği sayesinde devamlı onunla olacağımı biliyorum diyor ve ekliyor “Ben insanlara kentsel imgeler yüklemek için varım.”

Peşine takıldığım düşünceleri daha nasıl iyileştiririm diye yıkmaya çalışırken tuval resminde inovasyonu gerçekleştiriyorum. Uyumuyorum, yemiyorum. Bunca emeğimi sırf paylaşma adına harcıyor bilgiyi alan alır deyip kimsenin geleceğine müdahale etmiyorum. Yaşamda her şey yenilenirken yaşama yön veren Sanat her çağda toplumun önünde giden tek olgu olduğu gerçeğinden kopmadan Değişimin sanatın temel taşı olduğunu biliyorum.

Tekrar edilen ile oluşturulan dünyada emeğine sahip çıkan herkes yenilenmek zorundadır. İnovasyon bu yenilenmenin dönüm noktası ve ivme kazanmasıdır. Felsefenin çıkış noktasında Sanat vardır. Sanat sadece çizilmiş boyanmış bir resim, taşı ahşabı yontma ile heykel, bir iki melodi ve ensurman ile müzik, bir duvar örme ile mimari, iki öykü bir iki şiir yazma ile edebiyat, sahnede bir öyküyü canlandırma ile tiyatro, eline kamera alıp bir iki çekim ile sinema değildir. Felsefesi olmayan ressam boyacı, müzisyen çalgıcıdır.

Değişim sürecinde inovasyon gereklidir. Çünkü İnovasyon, toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması anlamındadır. Türkçe’de yenilik, yenileme gibi sözcüklerle karşılanmaya çalışılsa da, anlamı tek bir sözcükle ifade edilemeyecek kadar geniştir. Sanat işte burada devreye girer.

İnovasyon; Sadece bilim ve teknolojinin ekonomik ve toplumsal yarar sağlayacak şekilde yenilenmesi süreci değildir. Yaratıcılığın, ustalıkla birleşmesidir. İnovasyon futurist bir yaklaşımın sonucudur. Geleceği tasarlayan çok geniş bir kavramdır. Devamlı değişime açıktır.