Duvar – Kâğıt – Makas
Sanatçılar: Ali Bilge Akkaya, Furkan Çakmakçı, Kıymet Daştan, Ali Demirtaş, Enis Malik Duran, Beste Kopuz, Christina Kouzeli, Volkan Parlak, Arek Qadrra
Mekân: OrjinSanat | 20.10.2018 – 15.12.2018
Küratör: Burcu Pek | Space Debris

Bağımsız bir sanat alanı olarak dört yıldır sayısız sergi ve etkinlik gerçekleştiren Space Debris, yeni sezona OrjinSanat’ta Burcu Pek küratörlüğünde açılacak olan Duvar – Kâğıt – Makas isimli sergiyle başlıyor.

Duvar – Kâğıt – Makas, yaşam alanlarımızın hatırı sayılır bir enerji ve kaynak israfıyla yaşanması zor, kaotik bir düzene evrilmesinin yarattığı bireysel travmalar üzerine yoğunlaşır; kalabalık kentlerdeki sıkışmışlık ve yabancılaşma hissinin meydana getirdiği ruhsal gedikleri açığa çıkarır. Bireylerin bu süreçle başa çıkma şekilleri farklılık gösterse de temelde daima yapay habitatıyla diyalog kurmaya çalışırken özü olan doğada bir çözüm arayışına giden, kişisel alanlar yaratma çabasında olan bir özne vardır.

Adını görece basit kararlar üzerindeki belirleyiciliğiyle bilinen “Taş Kâğıt Makas” oyunundan alan sergi, sonsuz görünen seçeneklerin kıtlığını eleştirir. Aşırı nüfus artışının ve modernleşmenin sonucu olan kentleşmenin, bireyi karşı karşıya getirdiği zihinsel ve fiziksel duvarlara atıfta bulunur. Bu oyunun “duvar”dan başka kazananı yoktur çünkü elzem olan odur. Kâğıt onun üzerinde, taş da onun içerisinde eriyip gider. Hem zarardan koruyandır, hem yarardan alıkoyan. Alan yarattığı kadar engel de teşkil eder. Sonsuz dönüşüm içinde olan oyun alanlarımızın vazgeçilmeyen öğesidir ve bizim, onun üzerindeki söz hakkımız çoğu zaman sınırlıdır.

Sergiye konu olan bireysel tecrübelerin alt katmanındaysa homojenleşen kent yaşamındaki gelecek algısının muallaklığından kaynaklanan ve henüz oluşum sürecini tamamlayamamış toplumsal bir travma yatmaktadır. Duvar-Kâğıt-Makas bu sebeple toplumun ve kamusal alanların akıbetinde rol oynayan karar mekanizmalarıyla toplum arasındaki uçuruma dikkat çekmekte ve yaşanan dönüşümü gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır.

Kimisi içine doğduğu bu dönüşümle boğuşurken, bir diğeri çoktan kendi ütopyasını kurmuştur. Birisi hatırlamak için, diğeri unutmamak için didinir durur. Bir grup sanatçının önce patikaları, sonra sokakları benimseyişinin farklı bir anlatım biçimi böylece vücut bulur.